Juli salonda herkes gibi Lord'un gelmesini bekliyordu. Heyecanlıydı... İçeri girdiğinde salonda hâlâ gürültü vardı ama Juli gözlerini Lord'a sabitlemiş onu izliyordu. Lord kürsüye çıkıp bağırdı.
_"SUSUN!" Salondaki herkes bir anda susuvermişti. “Biliyorum hepinizi aniden çağırmam hepinizi şaşırttı ama çenenizi kapatıp beni dinleyin! Dün bazı şeyler oldu.Geç fark etmem gerçekten yazık oldu.Ama bunun şimdi farkındayım ve şimdi size de söylüyorum: Aramızda bir casus var.” Salondaki herkesten şaşırmışçasına sesler çıkıyordu. Fısıldaşmalar gittikçe artmıştı. Bu durum Lord'u sinirlendirmiş olmalıydı. “ÇENENİZİ KAPATMAZSANIZ HEPİNİZİ GEBERTİRİM !” diyerek bağırdı. Herkes tekrardan susmuş Lord'un ne diyeceğini merak ediyordu.Lord konuşmaya devam etti. “Bu ihaneti yapan kişi cezasını biliyor olmalı. Şimdi, yoldaşlığın ajanı kendini gösterecek mi yoksa ben mi bulayım?” Herkes birbirine şaşkın gözlerle bakıyordu. Bu sefer kimse konuşmuyor herkes Lord'a bakıyordu. Birisi hariç! Lord bu çocuğun yanına gitti. Cüppesinden sıkıca kavrayıp kaldırdı. “Yüzünü neden saklıyorsun?!” Herkes bunu duyabiliyordu, Lord bağırarak konuşmuyordu.
_"Lordum ben..." Çocuğun sesi daha fazla çıkmıyordu. Korkusundan tirtir titriyordu.
_"Doğruyu söylersen sana işkence yapmam.Ama eğer yalan söylemeye kalkarsan burada herkesin önünde acı çeke çeke ölürsün…” Çocuk hiç birşey söylemiyordu belli ki "Ben değilim" diye Lord'u kandırabileceğini sanıyordu. Çocuk hiçbirşey yapmadan titriyordu sadece. Lord geriye doğru bir adım attı. Siyah cübbesinden asasını çıkardı. Tam gereken büyülü sözcükler Lord'un ağızından çıkcaktı ki çocuk Lord'un ayaklarına kapandı.
_“Lordum lütfen lütfen! Bir hata yaptım ama lütfen…” Lord kendini bir adım daha arkaya attı ve büyülü sözcükler ağızından çıktı.
_"Crucio." Sesinde en ufak bir duygu bile yoktu. Bu sözleri normal biri ile konuşurcasına soylemişti. Çocuk acı içinde yerde kıvranmaya başladı. Lord onu öylece bıraktıktan sonra kürsüye doğru ilerledi. Çocuk yerde kıvranıyordu. Juli birine acıyacak biri değildi. Çocuktan bakışlarını iğrenircesine çekti. Kimse Lord'a ihanet edemezdi. “Madem onlar bize bir ajan gönderdiler biz de onlara gönderelim diye düşünüyorum.Juli buraya gelir misin?” Lord Juli'nin ismini söylediği an Juli heyecandan ne yapacağını şaşırmıştı. Tüm gözler artık onun üstündeydi. Yavaşça ayağı kalktı ve Lord'un yanına doğru ilerledi. ”Juli aramıza yeni katıldı.Onu ajan olarak kullanmak istiyorum. Çünkü Yoldaşlığa aramızda en yakın olan kişi o.” Juli gerçekten çok heyecanlanmıştı. Aynı anda mutluydu da. Lord'una büyük bir hizmette bulunacaktı çünkü. Diğer Ölüm Yiyenler'den biri ayağa kalktı. En önce Lord'a selam verdi ardından dikkatli bir ses tonu ile konuşmaya başladı.
_“En yakın derken ne demek istediniz Lordum?” Lord ona oturmasını işaret etti ve soruyu cevapladı.
_“Aquriethepixié Rosélia onun teyzesi." dedi. Herkes şaşkın gözlerle Lord'u ve Juli'yi izliyordu. Juli'de şaşkın bakışlarını Lord'a cevirmişti. "Senden teyzenden bilgi sızdırmanı istiyorum. Onu işaretini belli etmeden kandırabilirsin. Bana güvenilirliğini kanıtladın. Bunu yapabileceğine buradaki herkesin şahitliğinde yemin eder misin?” Juli hiç tereddüt etmeden cevap verdi. Ama biraz heyecanlıydı. Heyecanı korkudan değil verilen görevde Lord'un seçtiği kişi o olduğu içindi.
_"Ederim Lord'um..." Başını öne eğerek yerine doğru ağır adımlarla ilerledi... Profesör Ulliel'i görmek için yerine ilerlerken bakındı. Fakat göremedi. Neden gelmedi diye merak etmişti.
Lord son sözlerinide söyledikten sonra orada ayrıldı. Juli Profesör Cameron ile karargahın kapısına doğru çıktı. Tam o sırada Profesör Ulliel'i gördüler. Juli hemen sorusunu yöneltti.
_"Profesör nerelerdeydiniz?" Profesör Ulliel tam cevap verecekken kardeşi Profesör Cameron ondan önce davranıp sözü aldı.
_"Abimin bazı işleri vardı Juli. Hadi gel biraz Muggle öldürelim." dedikten sonra Profesör Ulliel'e bakarak sözlerine devam etti. "Hem Juli'ye nasıl öldürülür onu öğretiriz." dedi gülümseyerek.
...................
İğrenç Muggle'ların yaşadığı Muggle Londrası'ndaydılar. Burası Carnaby Caddesi diye adlandırılıyordu. Her yerde bir-iki Muggle geziniyordu. Juli, Profesör Thomas ve Profesör Cameron bu caddelerin en kuytusunda kalan ve kimsenin bulunmadığı bir ara sokağa doğru ilerliyordular. Kimsenin onları görmemesi gerekliydi. Bu üç Ölüm Yiyen yakalanırsa gerçekten felaketler yaşanırdı. Özellikle Juli yeni ölüm yiyen olmuşken...
Bulut hallerinden normal insana döndüklerinde kimsenin bulunmadığı biryerdeydiler. İlk konuşan Profesör Ulliel oldu.
_"Gidin biraz "eğlenin". Ben kendime daha değişik bir şey buldum..." derken gözleri başka yeri izliyordu. Profesör Cameron sabırsız bir ses tonu ile sordu.
_"Ne yapacaksın?" Profesör Ulliel'in sesi sinirli çıkmıştı.
_"Gidin dedim!" Kardeşi ona bir an olsun bile karşı çıkmayacak bir tavırdaydı. Juli'ye döndü.
_"Hadi gel Juli. Eğlence bizi bekliyor." dedi Cameron. Juli başı ile onayladı ve yeniden sayah bir bulutla beraber gece karıştılar. Az ileride durdular. Etraf çok karanlık, ıssız ve sessizdi. Ama yinede ortalıkta normalden fazla Muggle vardı. Profesör Cameron birkaç Muggle öldürmek için ileriye doğru hızla yürüyordu. Juli Muggle'leri Avada Kavada büyüsü ile öldürmeyecekti. Zaten öldüremezdi. Çünkü o henüz bir öğrenciydi. Profesör Cameron'a dönerek
_"Ben onları kanlarını emmerek öldürmek istiyorum." dedi Juli. Profesör Juli'ye gülümseyerek baktı. Fakat gülümsemesinde ve bakışlarında sinsilik vardı.
_"İstediğin gibi öldür Juli. Onlar senin her türlü yemeğin." Gerçektende eğlenceli olacağa benziyordu.
Etrafa birkaç kez bakındı. Çimenliğin önündeki bankta bir Muggle oturuyordu. Hemen vampir hızını kullandı ve hiç kimse fark etmeden adamın arkasındaki çalılara geçti. Sessizce yaklaştı ve adamın şah damarının bulunduğu yere sert ve soğuk dudaklarını yapıştırıp, dişlerini de bastırdı. Gelen kan ile kendini adeta daha bir güçlenmiş hissediyordu. Adamla işi bittiğinde onu yakacak ve buradan ayrılacaktı. Birkaç dakika sonra artık adamda kan yok denilecek kadar azdı. Juli adamı yakmak için asasını çıkardı. Asasını adama doğru uzattı. Adamın acı çekerek yanmasını istiyordu.
_"Kriatus!" dedi Juli. Adam yanmaya başlamıştı. İşini daha çok hızlandırmak istiyordu. Kriatus büyüsünün yanında su büyüsüde yaparsa daha etkili olduğu için Aqua Erectos büyüsünü yapacaktı. "Aqua Erectos!" dedi Juli. Adam daha çok yanmaya başlamıştı. Profesör Cameron onun yanına geliyordu hızlı adımlarla.
_"Buradan gidiyoruz Juli hemen!" dedi. Sesindeki sertlik kolay anlaşılıyordu.
_"N'oldu Profesör?" dedi Juli. Ne olup bittiğini anlamamıştı.
_"Abim Belediye Binasını yakmış. Hemen Hogwarts'a dönmemiz lazım. Burada yakalanmamalıyız." dedi Profesör Cameron. Juli kafasını salladı. Hızla Hogwarts'a dönmek için Ölüm Yiyen'lere ait büyüyü yaparak siyah bir bulut oldular...