Stefan ve Ash günün güzel
olmasından yararlanıp buluşmaya karar vermişlerdi. Buluşma yerleri Üç
Süpürge'ydi.
Stefan Üç Süpürge'ye geldi garsondan bir kaymak birası istedi ve boş
bulduğu -ki hafta sonları Üç Süpürge'de boş masa bulmak oldukça zordu-
bir masaya oturdu. Ash'i beklerken yanında getirdiği kitabını okuyor ve
kaymak birasından içiyordu. Kitabına dalmışken masasına biri yaklaştı
heyecanla. Stefan kafasını kaldırdı ve Ash'i gördü. Ash biranın parasını
ödemişti ve Stefan'ı kolundan tuttuğu gibi dışarı çıkardı.
Ash ve Stafan nerdeyse koşuyorlardı. Sonunda Stefan Ash'in elinden kurtuldu ve
neler olduğunu sordu. Ash'in cevabı Stefan'ı şok etmişti birden bağırdı :
- Hayır Ash Bağıran Baraka'ya gidemeyiz!
- Ama neden?
- Orası çok korkunç bir yer bunu biliyorsun.
- Hadi ama Stefan yapma, neresi korkunç?
Bu bir soru değildi. Ash ekledi :
- Yoksa korkuyor musun?
Ash Stefan'ı nereden vuracağını biliyordu. Mia'nın cesaretli bir kız
olduğunu da biliyordu. İş yaramıştı...
- Tamam gidelim, unutma Ash ben gryffindor'um. Bunu bana karşı kullanmamalıydın.
Ash Stefan'ın gryffindor olduğunu elbette
unutmamıştı, aksine bunu çok iyi biliyordu ve kullanmıştı.
Ash ve Stefan Bağıran Baraka'ya doğru yürüdüler. Ash ani bir tepki verdi ve
geri geri yürümeye başladı. Stefan onun korktuğunu anlamıştı. Ash'e
durmasını ve korkulacak bir şey olmadığını söylemey çalıştı ancak çok
geçti Ash çoktan gitmişti. Stefan "Buraya kadar
gelmişken girmeden gidemem." diye düşündü ve
Bağıran Baraka'ya doğru yürümeye başladı.